Reklamcılık ve Sanat
Reklamcılık ve sanat arasındaki ilişki, yıllardır tartışılmakta olan bir konudur. Bazıları, reklamın sanat olmadığını ve sanatın bir ürün satışını artırmak amacıyla yapılmadığını savunurken, diğerleri reklamın kendi başına bir sanat formu olabileceğini ve sanat akımlarından yararlanılarak yaratılabileceğini düşünür.
Birçok ortak nokta da vardır reklamcılık ve sanat arasında. Örneğin, ikisi de estetik bir dil kullanır ve izleyicilere bir mesaj vermeye çalışır. Ayrıca, ikisi de kreatif süreçler gerektirir.
Reklamcılık ve sanat arasında birçok farklılık da vardır.
reklamcılık genellikle bir ürün veya hizmetin satışını artırmak amacıyla yapılırken, sanat genellikle düşünmeyi teşvik etmek, yeni perspektifler sunmak veya duyguları keşfetmek amacıyla yapılır.
Bir başka fark, reklamcılık genellikle bir hedef kitleye hitap eder ve onların dikkatini çekmek için tasarlanırken, sanat genellikle daha geniş bir izleyici kitlesine hitap eder ve izleyicilerin duygularını ve düşüncelerini etkilemeyi amaçlar.
Sonuç olarak, reklamcılık genellikle bir ürün veya hizmetin satışını artırmak için tasarlanırken, sanat genellikle düşünmeyi teşvik etmek ve duyguları keşfetmek amacıyla yapılır.
Sanat ve Reklam; İkisi bir arada nasıl yapılır ?
İkisi de estetik bir dil kullanır ve bir mesaj vermeye çalışır. Ayrıca, ikisi de kreatif süreçler gerektirir.
Tarih boyunca din, politika ve ekonomi gibi farklı öznelerin iradesine tabi tutulan sanatın günümüz kapitalist düzeninde reklam ile yakın temasta oldukları görülmektedir. Sanatçıların reklam alanında istihdam edilmesiyle gelişen süreç, pazarda metalaşan sanat eserlerinin şirketler tarafından reklam unsuru olarak kullanılması gibi farklı boyutları da içermektedir. Reklamın sanatı ve sanat eserlerini kimi zaman esin kaynağı olarak kullandığı, kimi zaman ise bire bir taklit ettiği görülmektedir. Bu süreçte sanat alanında profesyonelleşen kişilerden destek alındığı dikkati çekmektedir. Metin içinde günümüz basılı reklamlarından verilen örneklerde de gördüğümüz gibi çağdaş reklamcılığın klasik sanat eserlerine gönderme yapan uygulamaları bulunmaktadır. Reklamı yapılan marka ile ilgili sanat eseri arasında kurulan bağ markayı daha ayrıcalıklı kılmakta, markanın imajına olumlu katkı sağlamaktadır. Pazarda ayakta kalabilmek ve rekabet edebilmek için şirketlerin temel destekleyicilerinden bir haline gelen reklam, şansa bırakılmadan titizlikle yürütülen ve sanattan etkin bir şekilde faydalanan bir uygulama alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanat pazarı bu alana yapılan yatırımlar ve sanat eserlerinin piyasa değerlerini arttıran pazarlama faaliyetleri, uluslararası sanatsal etkinlikler ve yüksek sanatçı (ve aracı) egosunun etkisiyle oldukça büyük meblağların döndüğü bir yatırım sahası haline gelmiştir. Bu süreçte sanat eserinin “emek değeri” ve “estetik değeri”nin ikinci plana düştüğü reklamın “piyasa değeri”nin öne çıkaran bir araç olarak kullanıldığı görülmektedir. Pazarda sanat ve sanat eserleri, günümüzde birer tüketim alanına benzer şekilde organize edilen fuarlarda büyük şirketlerle buluşmaktadırlar. Şirketler dünya çapında yüzlerce galerinin yer aldığı bu fuarlardan alınan parçalarla oluşturdukları zengin koleksiyonlar ile sanatı imajlarını destekleyici bir araç olarak kullanmaktadırlar. Bu durum metalaşan sanatın şirketlerin reklamı için kullanılan yüzünü göstermektedir. Ancak sanat, sadece koleksiyonlara katılan nadide parçalar ile şirketlerin tanıtımında kullanılmamakta reklamlara da taşınmaktadır. Günümüz reklamcılığında reklam ile sanat arasındaki sınırların erimeye başladığı ve reklamların birer sanat eseri kimliğine büründükleri görülmektedir. Markaların varlık gösterdikleri pazarda rekabeti daha da arttıran bu durum reklam üretiminde markaları her geçen gün daha da yaratıcı olmaya yönlendirmektedir. Tıpkı “Deniz Kızı” örneğinde görüldüğü gibi bir yandan reklam ve sanat iç içe geçmekte bir yandan da izleyici-tüketici alternatif açılımlarla karşı karşıya kalmaktadır. Yenilikler, teknolojik gelişmeler ve rekabetçi piyasa koşullarının birleşimi ile dönüşen reklam ve sanat dünyasının çağdaş uygulamalara açık olduğu gözlenmektedir. Bu çağdaş uygulamaların reklam ve sanat arasındaki bağı ne yönde etkileyeceklerini, ne tür yenilikçi mahsuller vereceklerini gelecek günler gösterecektir.